Toplumda Kadın Ve Erkeğin Olması Gereken Rolleri
Toplumda Kadın ve Erkeğin Olması Gereken
Rolleri
Toplumda kadın ve erkeğin rolleri git gide değişiyor. Geleneksel toplum
yapılarında kadınlar genellikle ev içi rollerde; ev işlerini yürütmek,
çocukları büyütmek ve yemek yapmak gibi görevler kadının sorumluluğundaydı.
Erkekler ise dışarıda çalışarak aile için maddi destek sağlama görevini
üstlenirdi. Yani eşler arasında bir iş bölümü vardı: kadın evde, erkek dışarıda
çalışıyordu.
Ancak modern toplumun getirdiği zorluklar, kadının iş gücündeki rolünü
büyük ölçüde değiştirdi. Erkeğin iş tanımı aynı kalırken (dışarıda çalışıp eve
geldiğinde bütün işinin bittiğini düşünmesi gibi) kadının iş tanımı daha da
genişledi. Kadın dışarıda çalışıyor, akşam eve geldiğinde hala çalışmaya devam
ediyor; çocuk, yemek, çamaşır, ütü, çocukların dersleri, eş gibi bir dizi
görevle karşı karşıya kalıyor. (Kadın sabahtan akşama kadar zamanın nasıl
geçtiğini fark etmiyor.)
Sanırım burada kadına yüklenen iş gücünün yanlışlığının hepimiz
farkındayız. Etrafımda üzülerek şahit olduğum, kadına yüklenen bu yükün olmazsa
olmazmış gibi gösterilmesi ve dışarıda çalışmayan kadınların evde boş boş
oturuyormuş gibi algılanması çok üzücü. Ancak evde olan kadın, evin tüm yükünü
almış bir çalışan bireydir; yani dışarıda çalışan eşine yardım eden bir işçi,
emekçidir. Artık toplumumuzda kadına sorulan sorular bile değişti; hemcinsleri
bile “Çalışıyor musun?” diye soruyor, yani evde çalışan kadının iş gücünü yok
sayıyor.
Günümüzde toplum, kadına hem evde hem de dışarıda çalışmasını uygun
görüyor. Kadına yüklenen yük o kadar arttı ki, dışarıda çalışıyor, evde
çalışıyor, çocuk büyütüyor, faturaların bir kısmını ödüyor ve daha birçok iş
gücüyle meşgul oluyor. Çalışmak ve üretmek harika şeyler, ancak iş bölümü
yaparak her iki eş de dışarıda çalışıyorsa eve geldiklerinde iş bölümü yapılsa,
yani hayatı paylaşarak yaşasalar daha güzel olmaz mı?
Örneğin, eşler eve geldiklerinde ilk önce bir öpücükle başlayabilirler.
Sonrasında biri yemek yaparken diğeri salatayı hazırlayabilir. Masayı beraber
kurup o masada günün değerlendirmelerini yaparak hoş sohbet eşliğinde akşam
yemeği yiyebilirler. Eğer çocuk varsa, bakıcı evden gittikten sonra görevi
erkek alıp kadın yemeği hazırlayabilir. Böylelikle kadının ve erkeğin
üzerlerine aldıkları sorumluluklar hafifler ve günü daha zinde ve mutlu
bitirebilirler. Ailede bir kişinin mutsuzluğu bütün bireyleri etkiler. Bu
yüzden iş bölümü ve sorumluluk paylaşımı, hem bireysel hem de ailevi mutluluk
için önemlidir.
İş Bölümü ve Eşit Paylaşımın Aile
Üzerindeki Etkileri
1. Eşit Paylaşımın Faydaları
Eşit bir iş bölümü ve sorumluluk paylaşımı, hem kadın hem de erkek için
çeşitli avantajlar sunar:
·
Azalan Stres ve Yük: Hem iş hem de ev içi sorumlulukların eşit paylaşılması, bireylerin
üzerindeki yükü hafifletir. Kadın ve erkek, ev işlerini ve çocuk bakımını
birlikte üstlenerek hem iş hem de ev yaşamında daha dengeli bir yük paylaşımına
ulaşabilirler.
·
İyileşen İlişki Dinamikleri: Ortak görevler ve iş bölümü, eşler arasındaki iletişimi ve iş
birliğini güçlendirir. Ortak yemek hazırlama, masa kurma veya çocuk bakımı gibi
aktiviteler, çiftler arasında bağları kuvvetlendirebilir.
·
Aile İçi Duygusal Destek: Her bireyin iş ve ev yaşamında karşılaştığı zorluklar hakkında
konuşabilmesi ve duygusal destek sunabilmesi, aile içindeki genel mutluluğu
artırabilir.
2. Uygulama Örnekleri
·
Günlük Hayat: İşten döndükten sonra birlikte vakit geçirmek, küçük görevleri
paylaşmak (örneğin, biri yemek yaparken diğeri salata hazırlayabilir), akşam
yemeklerinde günün değerlendirilmesi, hem aile içi iletişimi güçlendirir hem de
görev paylaşımını destekler.
·
Çocuk Bakımı: Çocuk bakımı gibi sorumluluklar her iki ebeveyn tarafından eşit
şekilde üstlenilmelidir. Çocuklarla vakit geçirmek ve onların ihtiyaçlarını
karşılamak sadece annenin değil, babanın da sorumluluğundadır.
Toplumda Değişim ve Gelecek
Perspektifleri
Toplumda cinsiyet rollerindeki değişim, hem fırsatlar hem de zorluklar
getiriyor. Kadınların iş gücüne katılımının artması, erkeklerin de ev işlerine
ve çocuk bakımına daha fazla dahil olmalarını gerektiriyor. Bu değişim
sürecinde toplumsal normların ve önyargıların aşılması, cinsiyet eşitliğine
yönelik ilerlemeyi destekleyecektir.
Gelecek İçin Öneriler:
·
Eğitim ve Farkındalık: Cinsiyet eşitliği konusunda eğitimler ve farkındalık kampanyaları,
hem toplumsal hem de bireysel düzeyde değişimi teşvik edebilir.
·
Politikalar ve Destek: Aile içi görevlerin eşit paylaşımını teşvik eden politikalar ve iş
yerlerinde esnek çalışma koşulları, eşit sorumluluk paylaşımını
destekleyebilir.
·
Toplumsal Destek: Aile içi rollerin eşit paylaşılması için toplumsal destek ve
teşvikler, bu sürecin daha sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayabilir.
Sonuç olarak, eşit paylaşım ve iş bölümü, hem kadın hem de erkek için daha
dengeli ve mutlu bir aile yaşamı sağlayabilir. Toplumun bu konudaki
bilinçlenmesi ve adımlar atması, gelecekte daha eşitlikçi bir yaşamın
kapılarını aralayabilir.